gitmek

‘Allah da gelir’ hem de herkesten çok

……….“Ne olursan ol, yine de gel” perspektifinden, “ne olursan ol, yine de gelirim” kulvarına varışta, kuşkusuz “asrımızın” ihtiyaçları önemli bir rol oynamaktadır.

Birinin, bir alimin kapısını çalmasıyla, aynı alimin o kişinin kapısını çalması arasındaki klasik hiyerarşiyi, ezberi, kalıbı sarsan bir teklif, öyle değil mi?  Ama şimdi insanlar arası bu hiyerarşi ezberini toptan sarsacak bir örnek vereceğim…

Süveyd b. Saîd’den rivayet edilen bir hadis. “(Dedi ki): Bize Hafs b. Meysera rivayet etti. (Dedi ki): Bana Zeyd b. Eşlem, Ebû Sâlih’den, o da Ebû Hüreyre’den, o da Resûlüllah’tan (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) nak≠len rivayet etti ki: Şöyle buyurmuşlar:

«Allah (Azze ve Celle): Ben kulumun bana olan zannının yanındayım. Beni zikrettiği yerde, Ben onunla beraberim, buyurdu. Vallahi! Allah ku≠lunun tevbesine sizden birinizin sahrada kaybolan hayvanını bulmasından daha çok sevinir. Her kim bana bir karış yaklaşırsa, Ben ona bir arşın yaklaşırım ve kim bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yakla≠şırım. O bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak gelirim.»

Ne kadar sarsıcı değil mi? Yaratıcının bile “koşarak geldiği” bir düzeyde, kulların yok ben gitmem o gelsin veya kim kime gitti, kim kimin kapısını çaldı ya da çalmadı cinsinden bir onur yarışına girmesi, herhalde abesle iştigaldir, hatta maazallah kibre kadar gidebilir ucu… Peki, Müslümanlar olarak nasıl bir dil kuracağız? Herhalde bunun da tek tip bir cevabı yok. Rahmeti gazabını aşmış Allah Teala’nın kuluna yönelik yakinlik gayreti, çok tesir etti bana… Gün gelip herkes sizi bıraksa da, Allah bırakmaz! Allah da gelir, hem de herkesten çok. Kapıyı çalan da aslen O’dur, başkası değil…

 

Sibel Eraslan

http://www.stargazete.com/yazar/sibel-eraslan/-allah-da-gelir-hem-de-herkesten-cok-haber-408385.htm