Hüdai

Hüdai (Hacı Fahrettin Hüdai Efendi’nin Hayat Hikayesi) / Mecbure İnal Vela

Kitapçımın rafında gördüğüm anda tereddütsüz uzandı elim. Kapağındaki fotoğrafın etkisiydi belkide bu.

Fakat kitabın arkasındaki satırları okuduğum zaman “sadece bir an’dı” kelimesinde buldum kendimi.

Gece yarılamışım kitabı. Ertesi gün erken kalkma mecburiyetim olmasaydı eminim sabah tamamlamış olurdum.

Allah dostlarının hayat hikayelerinden alınacak çok dersler var. Bu tarz kitapları okumayı sevenlere tavsiye ederim.

———-

İbretli Bir Hayatın Hikâyesi…

Yaşlı bir derviş son nefesini vermek üzereymiş. Genç derviş, hayatın gerçeğini bilse bilse ancak o bilir, diyerek yanına gitmiş.

“Derviş baba hayat neydi,” diye sormuş.

Bunun üzerine yaşlı derviş gülümsemiş:

“Bir an’dı oğul” demiş. “Sadece bir an’dı.”

Genç derviş haklıydı; hayatın gerçeğini sadece “an”ı yaşayanlar bilir.

Sorulacaksa onlara sorulmalı, yaşamak sanatı öğreniliyorsa onlardan öğrenilmeli.

Allah dostlarının hayat hikâyeleri yazılmalı ve okunmalıdır.

Çünkü onlar bize sadece sözleriyle değil, yaşayış biçimleriyle de rehberlik eder, örnek olurlar.

Geçmişte yaşamış Allah dostlarının, evliyaların hayatı çağdaşları tarafından kayıt altına alınmış olmasaydı, yeni nesil onları tanımayacak, ibret dolu hayat hikâyelerinden haberdar olmayacaktı.

Eli kalem tutanlar, kendi çağında yaşayan Allah dostlarının hayat hikâyelerini yazmakla, kayıt altına almakla bir anlamda sorumludur.

Elinizdeki kitap, bu sorumluluk duygusu ile kaleme alınmış ibretli bir hayatın hikâyesidir.